ANASAYFA » HEDEF : YILDA BİR BUZAĞI ELDE ETMEK

Türkiye'de hayvansal üretim sektörünün içinde bulunduğu durum, yetiştiricileri yaptıkları üretimin maliyetini düşürmek ve sahip oldukları sürülerin üretim performanslarını arttırmak zorunluluğu ile karşı karşı bırakmıştır. Hayvansal üretimin arttırılmasının sürülerin üreme performansına bağlı olduğu gözönüne alındığında, işletmelerde uygulanacak kızgınlık tespitleri ve yüksek gebelik oranının sağlanması veya korunması büyük önem taşımaktadır.


Beslemenin etkisi :

Protein süt sığırı rasyonlarında kritik bir besin maddesidir. Yüksek süt verimini temin edebilmek için yeterli ve dengeli miktarda rasyona kazandırmak gerekmektedir. Ancak, yüksek düzeyde protein içeren rasyonlar hayvanın sinidirim sistemi açısından bir takım olumsuzluklar taşıması nedeniyle hayvanın üreme sistemi üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir.İsrail ve Amerika'da yapılan araştırmalar, rasyonda toplam % ham protein düzeyinin artması hayvanın üreme performansında gerilemelere neden olduğunu ortaya çıkartmıştır. İsrail'deki araştırmada %16 ham proteinli ve %20 ham proteinli olmak üzere iki farklı rasyon iki farklı grup ineğe uygulanmıştır. Bu araştırma sonucunda %20 ham proteinli rasyon verilen gruptaki ineklerin buzağılamadan sonraki ilk 120 gün içerisinde ve genel olarak gebe kalma oranlarının azaldığı, gebelik başına daha fazla tohumlamaya ihtiyaç duydukları tespit edilmiştir.

Bunun nedeni, proteinlerin sindirilme süreci sonunda ürün olarak aminoasitler ve amonyak açığa çıkmaktadır. Amonyak, rumende bakteriler tarafından işlenerek tekrar protein üretiminde kullanılmaktadır. Eğer amonyak miktarı bakterilerin kullanabileceğinden fazla ise, bu durumda amonyak rumen duvarları tarafından emilmektedir. Emilen amonyak kılcal damarlar vasıtasıyla, kan dolaşımına kazandırılmaktadır. Amonyak kan dolaşımı yolu ile Karaciğere nakledilmektedir. Karaciğerde ise, amonyak üre'ye dönüştürülmektedir. Daha sonra üre kan dolaşım sistemine verilmektedir.

Sonuç olarak, kandaki üre miktarının artışı üreme kanalları içerisinde bulunan sıvıların içeriğinde de üre konsantrasyonunun artışına neden olmaktadır. Bu yüksek üre konsantrasyonu yumurta hücresi ve oluşan embriyo üzerinde zehirleyici etki göstererek döl veriminin düşmesine neden olmaktadır.Protein düzeyi yüksek olan rasyonlar özellikle erken laktasyon döneminde süt veriminde aşırı artışlara neden olarak hayvanın zaten normalde varolan negatif enerji akışını arttırmak suretiyle servis periyodunda uzamalara yol açarak üreme performansında gerilemelere neden olmaktadır.

Bu nedenle, yetiştiricilerin %18'in üzerinde ham protein içeren rasyonları kullanırken dikkatli olmaları gerekmektedir.Ayrıca, İki aylık kuru dönemin ilk altı haftalık döneminde ineklere %12-13 ham proteinden fazla protein içeren rasyonların verilmemesi gerekmektedir.

Kızgınlık tespitindeki başarı
Sığır türünde ilk kızgınlık yaşı genel olarak 10 - 11 aylık yaştır. Ancak besleme düzeyi ve gelişme açısından ırk özelliği bu yaşı etkilemektedir. Bu nedenle beslem düzeyi çok iyi olan sürülerde ve erken gelişen ırklarda ilkine kızgınlık gösterme yaşı nisbeten erken bir yaşta olmaktadır. Genç dişi sığırlar ilk kızgınlıklarını ergin yaş canlı ağırlığın %40'ına ulaştıkları zaman göstermektedirler. Ancak genç sığırların ilkine tohumlama yaşı ergin canlı ağırlığın %70'ine ulaştığı zaman yapılmakla birlikte, pratik sahada yapılan gözlemler, ergin canlı ağırlığın %75-80'ine ulaşma halinde yapılacak tohumlamada sonuçların daha iyi olduğunu göstermiştir. Bu şekilde tohumlanan sığırların ekonomik ömrü de erken tohumlananlara oranla daha uzun olmaktadır.

Doğru şekilde kızgınlık tespiti, bir süt sığırcılığı işletmesinin en önemli işlerinin başında gelmektedir. Doğru şekilde kızgınlık tespiti yapabilmek için şu hususlara dikkat edilmelidir.

- Kızgın olan inek veya inekler kızgınlık döngüsünün başlangıcında diğer ineklerle koklaşmakta ve onları takip etmektedir. Bu evrede inekte diğer ineklerle birarada olma arzusu en üst düzeydedir.
- İnekler arasında koklaşma, sırt ve arka kürek bölgesini yalama ve ineklerin çenelerini kuyruk sokumu ve bel kısmına uzatarak koymaları kızgınlığın başladığının bir diğer göstergesidir.
- İneğin diğer ineklerin kendisini aşma davranışına izin verir şekilde sabit kalması kızgınlığın en belirgin ve güvenilir göstergesidir. İneğin diğer inekleri aşmaya çalışması veya kendisini aşmaya çalışanlara izin vermesi tespit edildiğinde, diğer yardımcı belirtiler de dikkate alınması halinde kızgınlık tespitinde daha isabetli davranılmış olunacaktır.
Bu yardımcı belirtiler;
a)İneğin haznesi (vulvası) hafifçe şişebilmekte ve normal vulvaya oranla daha nemli bir görünüme sahip olmaktadır.
b)İneğin kuyruğunda, kuyruk sokumu ve bud bölgesi üzerinde çara (mukoz akıntı) bulaşıkları görülebilmektedir.
c)Gerek vulvadan hayvanın sıçraması esnasında akan çara, gerekse bulaşık olan çaranın temiz ve su gibi berrak olması üreme sisteminin sağlıklı olduğunun bir göstergesidir. Bazı zamanlar, kuyruk, kuyruk sokumu, bud bölgesi ve hazne etrafında kanlı akıntı bulaşığı görülebilmektedir. Bu durum ineğin kızgınlığının kaçırıldığının en bariz belirtisidir. Bu gibi durumlarda tespit edildikten bir gün öncesinin tarihi esas alınarak kaydedilir ve inek takibe alınır.
d)Bunlara ek olarak hayvanın yeme karşı iştahının kesilmesi veya azalması, sık sık böğürmesi, aşırı hareketlilik ve yürüme ve bu hareketliliğin doğal sonucu olarak süt veriminde düşme gözlenebilmektedir. Davranışlarındaki bu değişimler, ineğin kızgın olduğunu göstermektedir.

En ideal kızgınlık gözlemi nasıl olmalıdır?
Yetiştirme programlarında etkili ve başarılı bir kızgınlık tespiti, güvenilir ve zamanında uygulanacak bir suni tohumlama, işletmenin ekonomik anlamda kayba uğramasına neden olan verimsiz dönemlerin uzamasının önüne geçmektedir.
Kızgınlık tespitinde yetersizlik ve buna bağlı olarak inek ve düvelerde kızgınlıkların kaçırılması, sürüde düşük gebelik oranı ile sonuçlanmaktadır.
Gebelik oranının düşmesi, sürüdeki ineklerde buzağılama aralığının artması anlamına gelmektedir.

Başarılı bir yetiştirme için, buzağılama aralığının 375-385 gün arasında tutturulması gerekmektedir. Buzağılama aralığında 385 günün üzerine çıkılması halinde, fazladan geçen gün başına işletmenin zararı 3 milyon ile 6 milyon TL arasında değişmektedir. Bu nedenle ineğin buzağılamadan sonraki 100. gün civarında gebe kalmış olması gerekmektedir. Bu standardın üzerine katlanacak her fazladan 10 gün bir sonraki laktasyondaki günlük ortalama süt veriminde yaklaşık 1,5 ile 2 kg azalmaya neden olacaktır.

Doğum yapan bir inek buzağılamadan sonra yaklaşık 20 ile 35 günlük bir dönemi sakin bir şekilde geçirmektedir. Bu zaman zarfında, rahim başta olmak üzere tüm üreme kanalı kendisini yenilemektedir. Genel olarak bu devrede herhangi bir kızgınlık belirtisi alınmamaktadır.


İneklerin yaklaşık %90'ı buzağılamadan sonraki 40-50 günler arasında ilk kızgınlıklarını göstermektedirler. İnek veya düve gebe kalmaması halinde yaklaşık 21 gün sonra kızgınlığı tekrarlamaktadır. Bu zaman aralığı ortalama bir süre olmakla beraber, bu süre 18 ile 24 gün arasında değişmektedir.
İnekler genel olarak 12-18 saat süre ile kızgınlık göstermektedirler. Ancak kızgınlık süresinin uzunluğu ve kızgınlık davranışlarının yoğunluğu açısından inekler arasında büyük farklılıklar gözlenmektedir.


Genel olarak uygulanan yöntem, sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki kezdir. Ancak kızgınlık gözlem işlemi hayvanların sabah ve akşam sağımı ve yemlenmeleri esnasında yapılmaktadır. Bu çok yanlış bir yöntemdir. Çünkü kızgın olan inek veya düvelerin çoğu sağım veya yem yeme esnasında zamanın kısalığı ve bu zamanlarda oluşan çevresel etkiler nedeniyle kızgınlık belirtilerini göstermemektedirler.
Kızgınlık gözlemi açısından en ideal zamanlar işletme işlerinin en az ve sürünün en sakin ve birarada oldukları zamanlardır. 

Bu nedenle kızgınlık gözleminin güneşin yeni doğduğu sabah saatleri ve yeni batmaya başladığı akşam saatlerinde yapılması en idealdir. Ayrıca sıcak yaz aylarında kızgınlık gözleminin günün en serin saatlerinde, soğuk kış aylarında ise en sıcak saatlerinde yapılmasının büyük avantajları vardır. Bu açıdan inek ve düvelerin yazın gölgeliklerde, kışın ise hakim rüzgarlardan korunacak bir yerde tutulmaları gerekmektedir.

Ayrıca sürü içerisinde kızgınlıkta olan ineklerin sayısı da kızgınlık belirtilerinin ortaya çıkma yoğunluğunu önemli derecede etkilemektedir. Yapılan bir araştırmada, inek tek başına kızgın iken, sıçrama davranışını sadece 11 kez yaparken, beraberinde birkaç kızgın ineğin olması durumunda sıçrama davranışı sayısının 53'keze çıktığı tespit edilmiştir. Ayrıca ineğin kızgınlıkta kalma süresi de tek başına olmasına oranla 2 ile 2,5 saat daha uzun olmaktadır.

Kızgınlığın en güvenilir ve açık belirtisi olan diğer ineklerin üzerine sıçrama veya kendi üzerine sıçrayan ineklere izin verme davranışının, çoğunlukla akşam saat 18:00 ile sabah saat 06:00 arasında meydana geldiği unutulmamalıdır. Bu nedenle bu süreler içerisinde kızgınlık gösteren ineklerin %25'i gün içerisinde kızgınlığın sadece 8 saatini yaşamaktadırlar. Sonuç olarak akşam 18:00 ile sabah 06:00 saatleri arasında kızgınlık gözlemi yapılmayan sürülerde kızgınlıkların birçoğu kaçırılmaktadır.

Doğru bir kızgınlık gözlemi için sık bir gözleme ihtiyaç vardır. Yapılan bir araştırma sonucunda, inekler günün 24 saati olmak üzere sürekli olarak gözlenmiştir. Bunun sonucunda kızgınlıkların %100'ü tespit edilebilmektedir.

Ancak gözlem zamanı sabah 7:00 öğlen 12:00 ve akşam 16:00'da olmak üzere ve her bir gözlemde süreyi 30 dakika tutma halinde sürüdeki kızgınlıklar %91 oranında tespit edilebilmiştir. Yine her defada gözlemin 30 dakika yapılması şartıyla, kızgınlık gözlem işleminin sabah 8:00'den sonra birkez, öğlen 12:00'de ve akşam 16:00'da olmak üzere üç kez yapılması halinde, kızgınlıklar %84 oranında tespit edilebilmiştir.
Sonuç olarak kızgınlık gözleminin gün içerisinde üç defa ve ilk gözlemin mutlaka sabah saat 8:00'den önce yapılması başarı için şarttır.

En uygun Tohumlama zamanı ne zamandır?
Maksimum bir gebelik oranını sağlayabilmek için ineğin sağlıklı olması, canlı ve sağlıklı bir sperma ile zamanında tohumlanması ve ineğe zerk edilen spermanın ineğin yumurtasını, üreme kanalının uygun yerinde ve zamanında bularak döllemesi gerekmektedir.

İneğin yumurtalama hadisesi, ineğin sıçrama davranışının başladığı andan yaklaşık 24-30 saat sonra veya ineğin kızgınlığının bitiminden 10-14 saat sonra gerçekleşmektedir. Yumurtlama sonrası üreme kanallarında serbest kalan yumurtanın ömrü 6-10 saat arasında değişmektedir. Yumurtlama hadisesinden 6 saat sonra yumurtanın döllenebilme kabiliyeti gerilemektedir.

Spermanın ömrü yumurtanın aksine daha uzun olup, ineğin üreme kanallarında 24 saatten fazla yaşayabilmektedir. Bu açıdan spermanın ineğin üreme kanallarına verilmesi açısından yumurtanın ömrü dikkate alınmalıdır.Sonuç olarak, ineğin tohumlama işleminin ineğin sıçrama veya aşma davranışının bitimine doğru gerçekleşecek şekilde veteriner hekime haber verilmesi gerekmektedir. Çünkü, inek gerçek kızgınlık davranışı olan aşma veya sıçrama davranışının görülmeye başlandığı andan 24-30 saat sonra yumurtlamaktadır. 

Bu açıdan, inek sıçrama veya aşma davranışını göstermeye başladığı anı başlangıç saat olarak kabul edersek, en ideal tohumlama zamanı başlangıçtan sonraki 10. saat ile 24. saatler arasıdır.

KAÇIRILAN KIZGINLIĞIN İŞLETME EKONOMİSİ İÇİN BİR KAYIP OLDUĞUNU UNUTMAYINIZ!…