ANASAYFA » DOĞUM SONRASI OLASI HASTALIKLAR

Sığırcılıkta her yıl bir yavru almak hedeftir. Bu nedenle doğum sonrası dönem çok önemlidir. Doğum sonrası üreme organlarının eski hale gelmesine involüsyon, geçen süreye de loğusa dönemi denir .Oldukça önemli olan bu dönem içerisinde oluşabilecek hastalıklara kısaca değinmek istiyorum:


1-Puerperal metritis :Hasta hayvan diğerlerinden kolay ayırt edilir, zayıftır, güçsüzdür, ayağa kalkarken zorlanır, süt veriminde azalma dikkat çekicidir. Bu arada vulvadan fena kokulu ve kırmızı renkli bir akıntı gelebilir.


2-Retensiyo sekundinarum :Yavru zarlarının doğum sonrası 12 saat içerisinde atılamaması ile karakterize bir durumdur. Bir çok nedeni vardır. Tedavi adına "sarkan yavru zarlarına bir ağırlık bağlama" gibi halk tarafından yapılan çok önemli bir yanlışı hemen belirtmeliyim.


3-Kronik endometritis :Genellikle tedavi edilmeyen puerperal metritis ve atılamayan yavru zarlarından sonra oluşmaktadır. Uzun süreli bir hastalıktır. Hasta hayvanda süt veriminde düşme, iştah azlığı vs. belirtiler yoktur. Bu hastalık sonucu hayvan kısır kalabilir.


4-Felçler :Rahim bölgesini kapsayan çevre yapılar, kemik çatının çeşitli nedenlerle basıncı altında kalabilirler. Bu basınç sinirler üzerine denk gelirse felçler oluşabilir. Bunlar da en çok süt humması ile karışabilir.


5-Prolapsus uteri:Doğum ya da yavru atmadan sonra rahmin dışarı çıkması olgusuna %0,4 civarında rastlanmaktadır. Böyle bir durumda hayvan sahibince yapılacak ilk yardım, dışarı çıkan rahmi, ılık suyla yıkayarak samandan vs. den temizliyerek düzgün bir satıha yerleştirmektir.


6-Pyometra :Rahim içerisinde iltihaplı bir içeriğin bulunmasıdır.
7-Anöstrus :Hayvanın hiç kızgınlık göstermemesidir.
8-Yumurtalık kistleri :Kistli hayvanlar düzensiz ve de uzun kızgınlık gösterirler. Böyle hayvanlar tohumlamaya da izin vermezler.
9-Rahim yangıları:Teşhisi güç olmakla birlikte pratikte kızgınlık sırasında çaranın bulanık olması ve de sarı-beyaz iplik benzeri oluşumları hastalık belirtileri olarak kabul edilir.


10-Bulaşıcı hastalıklar :Bunların içerisinde önemli birkaç tanesine değinmek gerekirse;


a)-Brucellozis:Sığırlarda(diğer hayvanlarda da görülmektedir) yavru atma ile karakterize, bir hastalıktır. Eklemlerde şiş olabilir. Hayvandan hayvana bulaşabildiği gibi, hayvandan insana da bulaşabilir. Süt verimi ve döl verimi düşüklüklerine neden olmasından dolayı da çok önemli bir hastalıktır.
b)-Vibriyozis:En büyük belirtisi, kızgınlık sürelerinin düzensizliği,gebe kalma güçlüğü,yavru atma ve süt verimi düşüklüğüdür. Bulaşmanın en büyük nedeni hastalıklı boğa kullanımı, yani tabii tohumlamadır.
c)-Trikomoniyazis:Düzensiz kızgınlık gösterme, güç gebe kalma, yavru atma en tipik belirtileridir.
d)-Leptospirozis:Bu hastalık yüksek ateş,süt veriminde azalma ve sütün renginin sarıya dönmesi, idrar renginin kırmızı oluşu oldukça tipiktir. Hayvan bu belirtilerden sonrada düşük yapar.
e)-Viral hastalıklar:
1-İ.B.R.-İ.P.V.:Çeşitli belirtileri vardır. Bunlar; üst solunum yolu bozuklukları, konjuktiva (halk arasında pembe göz denmektedir.), beyin bozuklukları, vulvovaginitis ve yavru atmadır. Düşük oranı %25'e kadar varabilir.
2-B.V.D.-M.D.:Sindirim sisteminde hastalık oluştururlar. Hayvanlarda genel düşkünlük, iştahsızlık, gözlerde sulanma, burun akıntısı ve öksürük görülür. Ayrıca düzensiz kızgınlık, gebe kalma güçlüğü, mumyalaşmış yavru ve yavru atma hastalığı da dişilerde görülen belirtilerdir. 


Böyle ineklerden doğan buzağılarda ise güçsüzlük, ishal, görme bozuklukları meydana gelebilir.
Bütün bu hastalıkların teşhis ve tedavisi için en kısa sürede Veteriner hekime başvurulmalıdır. Fakat asıl olan hayvanların hastalığa yakalanmaması yani sağlıklı olmalarını sağlamaktır. Bu işte, hijyenin yanı sıra bakım ve beslemede çok önemli rol oynar. Hayvanları buzağı döneminden itibaren enerji ve protein yönünden dengeli beslemeli, tabii ki yaşama ve verim paylarını da iyi hesaplamalıdır. 


Bunu biraz açmak gerekirse; Rasyondaki enerji eksikliği, ineklerde yumurtalık işlevinin bozulmasına, gebe kalmamaya neticede aşırı zayıflamaya, düşüklere neden olurken, protein eksikliği düvelerde gelişmenin gecikmesine, D vitamini eksikliği ise kızgınlık belirtilerini durdururken, Kalsiyum eksikliği süt hummasına neden olmaktadır.
Kısaca dengeli kaba ve kesif yemlerin verilmesi hastalıkların beslenme kaynaklı faktörünü ortadan kaldırır.



Bununla birlikte her hayvana ait bir kaydın mutlaka tutulması gereklidir. Bunda, hayvanın yaşı,ırkı,doğum tarihi gibi bilgilerin yanı sıra kızgınlık tarihi, tohumlama tarihi, Veteriner Hekimin yaptığı periodik muayenenin sonucu gibi kayıtlarında çok önemi vardır. Özellikle nedeni ne olursa olsun, tüm düşük yapan hayvanlar öncelikle sürüden ayrılmalı ve muayenesi yaptırılmalıdır.



Barınmada oldukça önemlidir. Devamlı kapalı ya da bağlı olan hayvanlarda kızgınlık belirtilerini anlamakta güçleşebilir. Öyle ki; bu oran bazen %40'a kadar çıkabilir.
Kızgınlık takibi de çok önemlidir. Hayvanların günde yarım saat süreyle 2-3 kez izlenmesi kızgınlığın % 85 oranında doğru tahmin edilmesini sağlar.