ANASAYFA » TİGEM

TİGEM

Buzağıların açıkta ferdi kulübelerde barındırılması ilk defa 1991 yılında italya'da katıldığımız 2,5 aylık bir süt sığırcılığı seminerinden sonra Altınova Tarım İşletmesi'nde tarafımızdan başlatılmıştır. Bugün buzağı kulübeleri TİGEM'e bağlı sığırcılık işletmelerin büyük bir çoğunluğunda uygulanmaktadır.Sistemin esası buzağının doğar doğmaz kurulandıktan ve ilk 15 dakika ile 2 saat içerisinde ağız sütü (kolostrum) içirildikten sonra seyyar buzağı kulübelerine yerleşterilmesidir.


Burada çok önemli bir husus, buzağıya en kısa zamanda ağız sütünün içirilmesidir ki buzağı hangi sistemde barındırılırsa barındırılsın, telefatın önlenmesinin en can alıcı noktası budur. Buzağı genellikle anası tarafından doğumdan sonra yalanarak kurulanmaktadır. Şayet anası bu işlemi yapmıyor ise, bakıcı tarafından temiz bir materyalle ( bez, rulo kağıt havlu vb. ) kurulanır. Göbek kordonu dezenfekte edilir ve buzağı kendine gelir gelmez hemen ağız sütü içirilir. Ağız sütünün buzağıya içirilmesi en geç doğumdan sonra 4 saati geçmeden gerçekleştirilmelidir.


Buzağılar yeni doğduklarında vücutlarında kendilerini hastalıklara karşı koruyacak tabii antikorlara sahip değillerdir. İşte bu koruyucuları sadece ağız sütündeki bağışıklık maddelerinden (immunoglobulin) alabilirler.Buzağılar doduklarında tek midelidir. Ve ağız sütündeki bağışıklık maddelerini özümleme ( absorbe ) yetenekleri yeni doğduklarında çok yüksektir. Bu özellik, doğumdan 24 saat sonra azalmaya başlar. 


Diğer taraftan, ağız sütünün besleyici özelliği ( kuru madde, yağ, protein, vitamin vs. ) normal süte göre birkaç misli daha fazla olup, kapsamındaki bağışıklık maddeleri de ilk sağım veya emzirme esnasında maksimum düzeydedir. Bu ikinci sağımda 2/3 oranına, ikinci gün ise 1/6 oranına düşer ve üçüncü gün hiç kalmaz. Bu önemli faktörler sorunun cevabını vermektedir. Demek ki buzağı doğduktan sonra en kısa sürede ağız sütü içirilmesi buzağıyı hastalık yapan bakterilerin (patojenik) meydana getireceği enfeksiyonlardan korumaktadır.


İlk ağız sütünü içip bir nevi düşmanlara karşı silahla donanan buzağı, hemen açıkta buzağı kulübelerinde alınır ve doğal çevreye uyum sağlar. Burada rüzgar, yağmur, kar, ısı düşüklüğü gibi hava şartlarına bakılmaz. Ancak, bazı uygulamalarda buzağı anasının yanında ve kapalı ortamlarda 3 gün tutulduktan sonra ferdi kulübelere alınmaktadır ki bu çok hatalı bir uygulamadır. Şöyle ki; anısının yanında - diyelim ki ±10 °C'de 3 gün kalan buzağı bu ortama alışmıştır. 


3. günden sonra dışarı çıkarılan (örneğin -10 °C) buzağı bu ani 20 °C'lik ısı farkına uyum sağlayamaz ve telefatlara sebep olunur. Oysa ki, bu açıkta büyütme uygulamasının espirisi buzağının ilk ağız sütünü aldıktan hemen sonra ferdi kulübelere alınmasıdır. Altınova Tarım İşletmesi'nde kışın -10 °C ve daha düşük ısılarda bu sistem başarı ile uygulanmıştır.


Şimdi gelelim buzağı kulübelerine;

Bu kulübeler ahşap, metal ve fiberglass gibi çeşitli materyallerden yapılabilmekte olup, maliyeti de göz önüne alınarak genellikle işletmelerimizde ahşap kulübeler kullanılmaktadır. Resimlerde ve krokide görüldüğü gibi 2 - 2,70 m. boyunda 1 m. genişliğinde ve 1 - 1,30 m yüksekliğinde yarısı açık yarısı kapalı kulübelerdir. Kolay taşınılabilir olmaları kullanım kolaylığı sağlar. Açık kısımlarına kesif ve saba yemlik ile su ve süt içmelerini sağlayan düzenekler yerleştirilir.


Bu kulübeler normal zeminden 10-15 cm. yükseklikte, geçirgen (kumlu olabilir ) bir zemin üzerine aralarına bir kulübe sığacak şekilde büşluk bırakılarak yerleştirilir. Kulübe içlerine altlık sap konulur. Geçirgen zemin, idrarın direne edilmesini sağlar.Buzağı kulübeden gruplara alınacağı zaman kulübeler aralarda bırakılan boşluklara yan yatırılarak altı temizlenir ve dezenfekte edilir. Duruma göre kulübelerin yeri de değiştirilebilir. Kulübelerin yönü kış aylarında güneşten en iyi yararlanmayı sağlaması bakımından güneye, yazın ise aşırı öğlen güneşine maruz kalmaması için doğuya bakacak şekilde yerleştirilir.


Kulübelerdeki kaba yemliklere günlük olarak kıyılmış, iyi kalite kuru yonca otu (erken biçim) yiyebildiği kadar konulur. Kaliteli kesif yeme(buzağı başlatma yemi ) ilaveten, bunun içine bir miktar dane mısır da konulabilir. Yeni doğan buzağılar, bu dane mısırı kolaylıkla hazmedebilirler ve enerji ihtiyacının bir kısmı bu şekilde karşılanabilir. Buzağı bu dönemde tek mideli olduklarından sindirim problemi olmaz. Dışkılarında dane mısır görülünceye kadar bu işleme devam edilir.Kulübelerin kapalı bölmelerinin bir yüzeyi yazın çok sıcak olan iklimlerde açılıp ön taraf gibi çıtalar yerleştirilerek havalandırma imkanı sağlar.


Sistemin avantajları

1. Bu sistem sağlıklı bir buzağı yetiştiriciliği sağlar;


a.Buzağı, açık havada olduğundan devamlı temiz hava ve güneşlenme imkanına sahiptir. Bu nedenle de buzağılar en sık görülen Septisemi Pnomoni gibi bakteriyel hastalıklara karşı mukavim olurlar. Bu hastalıklara neden olan mikroorganizmaların güneş altında ve düşük ısı ile düşük rutubet ortamlarında yaşama şansı zayıftır.


b.Buzağılar rutubetsiz ve ahır içindeki gibi amonyaksız bir ortamda ve devamlı güneşlenme imkanına sahip olduklarından halk arasında kellik denilen mantari deri hastalıklarına ve göz hastalıklarına yakalanma şansı çok azdır. Ayrıca bu sistemde D vitamin sentezi olabilmesi için güneş ışınları ile buzağının derisinin direkt teması mümkün olabilmektedir, bu da vücut için çok önemli olan kalsiyum ve fosfor metabolizmasını olumlu yönde etkilemektedir.


c.Bu sistemde buzağı kulübeleri seyyar ve taşınabilir olduklarından hastalık etmenine sahip mikroorganizmaların olduğu ortamlardan başka tarafa kolaylıkla taşınarak uzaklaştırılabilirler ve eski yerleri de kolaylıkla dezenfekte edilebilir.


d.Bu sistemde yetişen buzağılar bölgenin iklim şartlarına adapte olduklarından yetişkinlik dönemleri dahil hastalıklara karşı daha mukavim olurlar.


2. Bakım kolaylığı ve ekonomik fayda sağlar;


a.Buzağıların ferdi kulübelerde her türlü kontrolü çok kolaydır.

b.Buzağılar suni emzilidiklerinden ve grup halinde olmadıklarından birbirlerini emmek gibi kötü alışkanlıklar edinmezler. Aksi halde bu kötü alışkanlık inek olduklarında da devam etmekte ve sürü idaresini zorlaştırarak süt kaybı ve dolayısıyla ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Böylece bu mahzur da ortadan kalkmaktadır.

c.Bu sistemde işçilik masrafı düşüktür. Bakıcı sadece süt içirme ve yemleme işlerini yapar; kapalı sistemlerdeki gibi temizlik işi yoğun değildir. Çünkü buzağı bölmeleri her gün temizlenmez, idrar alta süzüldüğünden sadece üste gerektiği kadar altlık ilavesi yapılır.

d.Bu sistem, buzağı yetiştirme için yapılan bina masrafını ortadan kaldırmakta ve çok ekonomik olmaktadır. Ferdi buzağı kulübeleri -30 °C'ye kadar düşük ısılarda bile çok başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.

Yukarıda bazı avantajları belirtilen bu sistem bizi şu neticeye de götürmektedir.Günlük buzağıları bile her türlü iklim koşullarında açıkta başarı ile yetiştirebildiğimize göre, yetişkin sığırlarımız için barınakları betonarme yaparak ve çok büyük paralar harcayarak yapmamıza gerek yoktur. 


Türkiye şartlarında sundurma şeklinde belki bir veya iki tarafı hakim rüzgarlara kapalı olacak şekilde açık ahırlarda her türlü süt ve besi sığırcılığı başarıyla yapılabilir.